SUMMARY:
AMIRMOHAMMAD VALIZADEH
AMIRMOHAMMAD VALIZADEH
The Economist, 17 Ağustos 2023 tarihli “Is Germany once again the sick man of Europe?” yazısında Almanya’nın Avrupa’nın hasta adamı olmaya başladığını söyleyerek, ülkenin finansal durumuna dikkat çekti. Bir zamanlar Avrupa’nın sanayi devi olarak gösterilen Almanya, yüksek enerji maliyetleri ve otomotivde artan rekabet sebebiyle son iki yıldır güç kaybetmekte. Deutsche Bundesbank’ın 2025 tahminlerine göre ülke önümüzdeki yıl yalnızca %0.1 büyüme kaydedecek. Geçtiğimiz günlerde Almanya Federal Meclisi’nde yapılan oylamada Başbakan Sholz güven oyunu alamadı ve hükümet düştü.
Yazının tamamı için tıklayınız.
Oğuzhan Alagöz
Economic growth in high-income countries, particularly in Europe and the United States, has been declining over recent decades, raising concerns about future prosperity and global economic stability. Two recent Financial Times articles examine the structural and external factors contributing to this trend, with Europe offering a case study in the challenges and potential pathways forward.
Dolar ve Küresel Piyasalardaki Yeri
ABD doları, II. Dünya Savaşından beri dünyadaki en yaygın rezerv para birimi olarak kullanılıyor. Dolar yaygın rezerv para birimi olmasının yanında küresel ticaret ve fon akımlarında da hala liderlik sahibi. Bu durum, ABD’nin güçlü bir ekonomiye sahip olması, hükümetin demokratik doğasından kaynaklanan güven ve küresel finansal piyasaların yapısının değiştirilmesinin zorluğu gibi başlıca sebeplerden kaynaklanıyor.
Yazımıza başlarken ilk olarak doların 2000’li yıllarda kısmen değer kaybettiğinden bahsetmeliyiz. Fakat doların değerindeki bu düşüş, diğer üç büyük para birimi olan euro, yen ve sterlindeki değer artışlarıyla birlikte gelmedi. Dolardaki bu değer kaybı; Avustralya doları, Kanada doları, Çin renminbisi, Güney Kore wonu, Singapur doları gibi para birimlerinin rezerv para olma eğilimindeki artışla birlikte gözlendi.
Raporun devamı için tıklayanız
Mert Orday
Chicago Üniversitesinde Ekonomi Profesörü olan Ufuk Akçiğit, Eylül 2024’te IMF websitesinde yayımlanan “İnovasyon Paradoksu” başlıklı makalesinde Ar-Ge harcamaları ile ABD verimlilik düzeyleri arasındaki çelişkiye dikkat çekti.
Bu notta, Akçiğit’in çalışmasındaki önemli noktaları vurgulamak, bu çalışma kapsamında Ar-Ge harcamalarındaki artışın neden üretkenliği artırmayabileceğini tartışmak istedik.
Uluslararası Para Fonu (IMF), gelecekteki bir Donald Trump zaferinin keskin tarife artışlarını beraberinde getirebileceğini belirterek, küresel korumacılığın dünya büyüme görünümünü tehlikeye atabileceğine dair uyardı. IMF’nin son tahminine göre, başkanlık seçiminden sadece iki hafta önce, fon bu yıl ve gelecek yıl dünya ekonomisinin %3,2 oranında büyüyeceğini öngördü.